“Eğer hatalı olmaya hazır değilseniz, özgün bir şeyle hiç ortaya çıkamazsınız.”

Ken Robinson’ın bu sözünü ilk duyduğumda aklıma gelen şey, hata yapmamak için ne kadar çok şeyden vazgeçtiğim oldu. Hata yapmamak için adım atmadım, sahneye çıkmadım, bir takımın parçası olmadım.

Öncelikle kendimden özür dilerim 🙂 Çünkü fark ettim ki hata yapmak gerekiyor. Hayatta hiçbir şey sandığımız kadar kusursuz olmayacak ve biz her zaman hata yapacağız. Ama aslında hatalar, büyümemizi ve özgünleşmemizi sağlayan şeylermiş. Çünkü hata yapmadan ne kendimizi ne de sınırlarımızı tanıyabiliyoruz. Hep en güvenli yolu seçersek, kendi yolumuzu hiç keşfedemiyoruz.

O yüzden artık hatalardan korkmak yerine, onlarla birlikte yürümeyi seçiyorum. Çünkü her yanlış adım, beni biraz daha kendime yaklaştırıyor.

Gelelim sanatçıların hata yapma ve özgün olamama korkusuna. Dediğim gibi hatalardan kaçınılan şeyler bizi hep kendimizden ve özümüzden zaten uzaklaştırıyor. Gün geçtikçe değişen benliğimizi tanırken ve sanatçı kimliğinizi oturturken yaptığınız hatalar aşırı doğal ve olacak. Sizlerden bir anı taşıyacak olan ve kendi anılarını (emin olun hatalar ve deneyimlerle dolu) paylaşmaya açık olan müşterileriniz için aslında en kıymetli olan şey kusursuzluk değil, samimiyet ve gerçekliktir. Her çizgi, her desen, her dokunuş sizin yolculuğunuzdan bir parça taşır. Bu yüzden hata yapmaktan korkmayın; çünkü bazen o küçük ‘yanlışlar’, sizi siz yapan detaylardır. .

Bir sanatçı olarak kendinize alan tanıyın. Öğrenmeye, gelişmeye, yanılmaya… Çünkü dövme yalnızca bir tasarım değil, bir hikayedir. Hikayeler, güzellikler, deneyimler ve hatalarla bütündür.